, , , , , , , ,

As!'den_Susan Elizabeth Phillips by Glitter Baby (Taş Bebek) _Cast_İncelemesi


Herkse Selam 🙋 Nasılsınız bakalım?  Ben her zaman ki gibi süperim, rabbim bozmasın..


#kitapla_mola bookstagram kızları olarak harika bir tura başladık ve okuduğumuz kitabın muhteşemliği turu bin kat daha zevkli bir hale getirdi.

Sevgili @pegasusyayınları sponsorluğunda başlatılan Susan Elizabeth Phillips TAŞ BEBEK kitap turumuzun detaylarını burdan , yazar tanıtımını buradan  ve yorum 🔺 alıntıları buradan inceleyebilirsiniz.

Ekibin cast canavarı olarakta "film olsaydı kim oynardı" işi de bana kaldı 😋 Efenim gururla ve mutlulukla cast incelememizi huzurlarınıza taktim ederim 😋. Şahsen kişiler tam hayalimde ki gibi oldu, umarım sizlerde beğenirsiniz.

→ İncelemeye ilk olarak, sanırım kitabın bel kemiği  Allah düşmanımın başına bile böyle bir ana vermesin diyebileceğimiz annemiz 


BELİNDA BRİTTON SAVAGAR ile başlamak istiyorum.. 

Diyor ki kitap; Belinda Britton. Harika gözler, harika göğüsler, yetenek sıfır. 



Gençliğinde Hollywood'un en ünlüsü olma hayali kuran, ama çaldığı her kapıdan geri döndürülen Belinda karakteri benim için 7'den 70'e herkesin kalbini çalan Meryl Streep'den başkası olamazdı. 









Belinda tam bir serseri çocuk James Dean hayranı, bir gün onu hiç ummadığı bir anda görür ve bu o onu ilk ve son görüşü olur. Trafik kazası geçirip öldüğünü öğrendiği gün hayatının en kötü günü olmalıydı, aslında başlarda da öyleydi ama karşısına çıkan çapkın aktör Errol ona bu acı kaybı romantik bir şekilde (artık onlarda ne kadar romantiklikse bu) unutturur. Evet, Hollywood'un efsane aktörü Errol Flynn'den bahsediyoruz. Kendisi Belinda'n yaşamını bambaşka yerlere sürükler. Errol'cuğuyla dolu dolu geçirdikleri 3. ayın sonunda kendisini karnındaki bebeğiyle terk edilmiş bulan Belinda başlarda ne yapacağını bilemez ve işte bu noktada devreye Errol'un arkadaşı Alexi girer.


Belinda'ya Savagarin soyadını veren nam-ı diğer ALEXİ NİKOLAİ VASİLY SAVAGAR


Kitapta Fransız lafı geçince aklıma ilk gelen adam kesinlikle Stanley Weber'den başkası olamazdı. Alexi kitabın başlarında sempatimizi kazansada sonlarına doğru sapkın düşünceleri ile adeta kanımızı donduruyor. Aha üzgünüm bu yinede kalbimi çalan Fransız erkeğim Stanley olmasını engelleyemedi 💕








İşte karşımızda esas kızımız Fleur Savagar'a..



Annesi Belinda'nın ben olamadım ama sen çok ünlü olacaksın baskılarına daha küçük yaşta maruz kalan Fleur, ipleri tamamen annesinin eline vermiş bir hanım kızdır. Daha ergen yaşta bir çok insanın beğenisini kazanan, sarışın, uzun boylu alımlı bir afet. Fleur, acaba kim olsa diye inanın pek fazla düşünmedim. Neden bilmem aklıma gelen bir iki seçenek vardı ve uzun çubuğu Katherine Heigl çekti. Sarışın, uzun boylu dal gibi zayıf olmayan affet kimdir dendi mi üstüne tanımam.  Fleur, yıllar sonra masum kız olmaktan çıkıp, affetliğinin üstüne afetlik ekleyerek Hollywood cemiyetinin içine sağlam bir giriş yapıyor. Okuyanlar o kısmın hangisi olduğunu bilir. Heh işte o sahne benim için sağdaki gibiydi. Kendine güvenen, alımlı ve gençlik yıllarından çok daha güzel. 



Öhümm, öhümm, peki sırada ki kişi Jake Koranda olsun mu? 



Katherine dendi mi, benim nezdimde Josh tartışmasız yanına en çok yakışan adamdır. İnanın okurkende Jake için Josh diyeceksiniz. 


29 yaşında tanıştığı yeni yetme, mankenlikten oyunculuğa adım atmaya çalışan, sıfır yeteneksiz Fleur'un senaryosunu yazdığı filminde oynaması onun için başlarda kabus olsa da zamanla Fleur'a karşı koyamaz, koymak ister ama yapamaz. 

Ah o Belinda yok mu o Belinda 😉😈 cırcır olasıca, çomak soktu Jake'imin mutluluğuna 😈

İzninizle Jake'den birazcık uzunca bahsetmek istiyorum. 









Jake Koranda, Vietnam askeridir ve gençliğinde bir çok zorluk yaşamıştır. Bir gün şansı yaver gitmiştir ve Hollywood kapıları ona sonuna kadar açılmıştır. İyi para kazandığı ve kendisini tatmin ettiği için filmlerde oynamış, sonrasında tiyatroya geçiş yapmıştır. Tüm bunlar beni mutsuz ediyor mutluluğu başka yerlerde bulmalıyım der ve soluğu senaryo yazmakta bulur. Bir gün senaryosunu kendi yazdığı ve bir kısmı gerçek hikayesine dayandırdığı filmini çekmeye karar verir. Filmde esas kız Fleur'dur ve başlarda kendisinden hiç mi hiç haz etmez. Ama zamanla kızın masumluğuna, komik hallerine ve güzelliğine vurulur. Ama ne yazık ki Fleur'un cadı ana faktörü aralarına uçurumları açar ve tatsız bir duruma şahit olan Fleur ortadan kaybolur. Yıllar sonra ortaya çıktığında ise, Jake artık o tanıdığı eski Jake değildir. Jake, Fleur gittiğinden beri tek kelime yazamamıştır ve bunun için Fleur'u suçlamaktadır. O yüzden bir gün kendisini bi şekilde Fleur'un evinin çatı katına yerleşmiş bulur. Fleur buna izin verir, vermesine ama bir şartı vardır (yoo yoo o kadar da değil şartın ne olduğunu tabiki söylemeyeceğim) 



Üç ay boyunca kendisini o çatı katına deyim yerindeyse hapseder. Üç ayın sonunda senaryo değil, Vietnam'da yaşadığı trajediyi kitaba dönüştürmüştür.   😓 




Ayyy, neyse benim çene yine düştü, olay cast dan yoruma geçti, o değil hızımı alamayı tüm kitabı yazacağım o olacak 😉





Sıra gelsin Fleur'un tek en yakın arkadaşı Kissy Sue Christi'ye

Mini minicik yapısı, kısacık meyan kökü rengi saçlarıyla (allah aşkına bu nasıl bi renktir 😋) aklıma gelen ilk Keira bacım oldu. Hatuna olan hayranlığımı bilmeyen yok. Cast yaparım da onu eklemediğim sıfırdır nerdeyse. Kıssy'nin kısa saç olduğunu okuduğum andan itibaren aklımda hep Keira vardı. Hatuna kısa saçı çok ama çok yakıştırıyorum
😋  İkisi arasındaki tek kusur Kissy de olan kocaman göğüsler ve Keira'da olmayan göğüsler. Ee o kadar kusur kadı kızında da bulunur cınımm, dimi ama 😄




Kissy'nin manitası zengin adam, Charlie Kincannon'u unutmadım elbet.. 


Adam zengin, Kissy ile tamamen sekse dayalı ilişkileri olsada Charlie daha fazlasını istiyor. Ama Kissy daha fazlası nasıl olur bilmiyor. Fleur'dan aldığı tüyoları uygulamaya başlayan Charlie amacına ulaşabilecek mi? Kissy'e meydan okuyabilecek mi !!! AZ sonra - değil tabi - hepsi kitapta, OKUYUNNNN ÖĞRENİNNNN..










 Son olarak Fleur'un erkek kardeşi Michel Savagar bizlerle




 
Sevdiğim Hollwood'lu yıldızların başında gelen bir diğer adam James McAvoy. O ki benim gönlümde Kefaret filminin biricik Robbie Turner'ı dır. Burada da okurken tasvir edilen Michel karakterine neden bilmem aklıma ilk James geldi. 

Cinsel tercihlerle ilgili kesinlikle bir sorunum yok ama okurken bende bir çok yerde Fleur gibi ahh "keşke" yeğenlerim olabilseydi dedim 😀  



Güzel bir kitaptan bize kalan, unutulmz karakterler, harika bir aşk ve aşk dolu satırlar.. Okuyupta ben bu kitabını beğenmediğim dedirtmeyen tek yazar "Susan Elizabeth Phillips"  ben gözüm kapalı tavsiye ederim ve evet bence sizlerde gözünüz kapalı alıp okumalısınız. Hayatın koşturmasına, stresine SEP ile kısa bir mola..

 Böylelikle bir cast çalışmasının daha sonuna geldik.. Şimdiden yorum yapan elleriniz dert görmesin diyor, sizleri efsane asi çocuk James Dean ile başbaşa bırakıyorum 💘

 

Kitapsız bir tek günümüzün dahi geçmemesi dileğiyle.. Sevgilerle