, , , , , , ,

Susan Elizabeth Phillips || TAŞ BEBEK / Kitap Yorumu & Alıntılar (Serpil Kır)

SUSAN ELİZABETH PHİLLİPS || TAŞ BEBEK
KİTAP YORUMU ve ALINTILAR


Herkese Merhaba.
Kitapla Mola blog ekibi olarak, Pegasus Yayınları sponsorluğunda turumuza devam ediyoruz...



Efennim, pek keyifli bir kitap okumanın mutluluğunu yaşayan bir adet Serpil var karşınızda 😄
Bu yazarı sevmeyen yoktur, varsa bile henüz kendisi ile tanışmamış demektir, ki bu da çok üzücü bir durum. Herkesin kitaplığında bulunması gereken, romantik, komik ve bazen de dram kitapların olmazsa olmazı olur kendisi.
Şuana kadar, bu kitapla birlikte dokuz kitabını okumuşum ve okuduğum her kitabını da ayrı sevdim.

Bana göre SEP'in iki takıntısı var!


1. Amerikan Futbolcuları
2. Hollywood Aktörleri
^_^

Kadın her ikisini de iyi yazıyor baylar bayanlar! dağılın 😉


Dip Not: Chicago Stars seri incelemesi için buralardan ayrılmayınız :)

Hollywood türünde okuduğum üçüncü kitabı oluyor Taş Bebek, ilki × Yayınevinden çıkan bir kitaptı.  Ama merak etmeyin bu seriye dahil değil kendisi. Ikincisi Hollywood yapımı kitabımızda yine Pegasusdan çıkan "Aşk Kapıyı Çalınca" ve bu kitapta da epey güldüğümü hatırlıyorum :D


Dip Not: Seri incelemesi için Animevekitapsever blogunu takip ediniz, bol alıntı bir inceleme hazırlıyor sizlere...


Şimdi gelelim yorumumuza...

Her şeyin başlangıcı olarak, 1955 yılının Eylül ayında ve sıcak bir Perşembe gününde başladı. Belinda Britton o gün James Dean ile tanışmış ve hayatı tamamen değişmişti.


Hollywood da kendini göstermek ve artık ünlü olmak istiyor, James Dean'a daha yakın olmak için elinden ne geliyorsa yapmayada hazırdı. Lakin şu sözler;  'Belinda Britton,  harika gözler, harika göğüsler, yetenek sıfır.' İşte bu sözler Belindayi farklı bir yöne kaydırmaya yetiyor. Hollywood partilerinde boy göstermeye ve ünlü çapkın Errol Flynn ile takılmaya başlar. Tabiki terk edilir, hangi aktör uzun süreli bir ilişki yaşamışki😉 


Karnındaki bebeği ile tek çare Alexi Savagar'ın, bir diğer milyonerin yanına gider ve onunla evlenir. Alexi bebekten haberdar olunca kızılca kıyamet kopar ve Fleur bebek yatılı okulda büyümeye başlar.

Kitap Belinda ile başlıyor. Neler yaşadığı, neleri hedeflediği, arzularını ve beğenilme çabalarını okurken saç yondurtacak size. Kızı ile yılda bir kaç kez görüşmeleri Belindaya yetiyor ama artık Fleur 'a yetmiyordur.


Fleur on sekiz yaşına gelip ortaya çıktığında Belinda onu Alexi den korumak için Paris'den Amerikaya kaçırır.  "Ben olamadım ama o ünlü olacak" sloganıyla kolları sıvayan Belinda, hedefine ulaşmıştır. Fleur Savarin artık ünlü bir model ve marka yüzü olan Taş Bebek'e dönüşmüştür.


Ama Fleur hayatından hiç memnun değil. Tamamen annesine bırakmıştır kendini ve şimdi de kendisine tahammül edemeyen son dönemlerin parlak aktör ve oyun yazarı Jake Koranda ile film çekmek üzeredir. Jake Koranda. Aktör. Oyun yazarı. Pulitzer Ödülü sahibi. Adam epey iyi ama mutsuz :(


Başlarda epey zorlansada Jake ile birbirlerine alışmışlardır fakat annesi yine boş durmaz ve Fleur kendini bir oyunun içinde bulur.
Hollywood'u annesini ve Jake'i terk ederek babası sandığı Alexi'nin yanına gider. Ve ondan da tüm gerçeği öğrenen Fleur üç yıl boyunca izini herkese kaybettirir.

Bu kısımlarda en az onun kadar derin nefes aldım yemin ederim. Kendi başına gayette iyi idare edebiliyormuş bence :) ama her mutlu günlerin bir sonu vardır. Şimdi geri dönme ve Taş Bebek'i tekrar hatırlatma zamanıdır...



Ahhhh bundan sonraki sayfalar su gibi aktı geçti bitti.

Her anından keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. SEP yazar da okunmaz mı :) bu yazar işi biliyor ve sizlere de işini bilen yazarları okumanızı tavisye ediyorum...

Dip Not: Yazar incelemesi ve çıkmış kitapları için Vemutluson bloguna TIK TIK...


Son Dip Not: Film olsaydı kim oynardı acaba dememeniz için Asi Kız size Cast hazırlıyor. Bence siz buralardan hiiiiiç ayrılmayın 😉



ALINTILAR

Jake Koranda, Fleur için hiç tanımadığı büyükannesi kadar ölüydü.

************

Jake'in içindeki duvarda - sağlam olduğunu sandığı o duvarda- bir delik açmıştı ve Jake bütün duvarın yıkılacağından korktuğu için o zamandan beri tek kelime yazmamıştı.

************

"Sorun yok, Çiçek, " diye fısıldadı kaba bir ses. "Sadece benim."

************

"Bence sen hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın."

************

Bu hoş bir yüzdü. Dengeliydi. Ona aitti ve bu da güzel bir histi.

************

"Bırakma beni." Jake konuşmakta zorluk çekiyordu. "Çok uzun zamandır... Bütün hayatım boyunca yalnızdım. Beni bırakma. Tanrım, seni çok seviyorum. Lütfen, Çiçek." 

************

"Ve mesafe," dedi Fleur." Ne kadar uzak o kadar iyi."
Lynn arkasına yaslandı. "Jake iyi adamların sonuncularından, Fleur."

************

"Ben... Onun gibi adamlarla pek rahat değilimdir."
Lynn'in dudakları kıvrıldı. "Onun gibi adamları karşı konulmaz yapan da budur."

************

"Bize birkaç dakika ver, ha? Şu Çiçek Gücü beni yenebileceğini sanıyor."
Çiçek Gücü mü?
Jake, Fleur'un kolunu pekte nazikçe denemeyecek şekilde çekiştirerek ekipten ayırdı."

************

"Çok akıllı olduğunu sanıyorsun, değil mi?
"Hey ben bir dahiyim. Eleştirileri oku. Herhangi birini. Sana söylerler."

*************

"Bi odadaki tek çocuk ," dedi Fleur kısık sesle, " sensin."
Jake bundan hoşlanmamıştı. "Benimle oyun oynama. Ben o oyunları, en iyileriyle oynadım ve inan bana, sen hâlâ küçükler ligindesin."





Bir sonraki blog yazısında görüşmek üzere...