, , , , , , , , , , , , , ,

As!'den_ J. Redmerski_Killing Sarai_Yorumu

Selam gençler, nasılsınız bakalım? 

Ramazan ayında kitap okunmuyor arkadaş, deyip durdum, durdum ama ta ki elime Sarai kitabını alana kadar. An itibariyle tüm dediklerimi yedim yuttum !!!

Eğer elimizdeki kitap sürükleyici ve kurgusu sağlam ise oruç kafayla bile o kitap sıkıntısız bir şekilde okunup bitebiliyormuş.. 
Ben bu yazarı çok sevdim, bu kanıya tee Hiçliğin Kıyısında kitabında varmıştım ama bu kitapla kesinleşti, teyidi alındı ve onaylandı..

Daha kitabın ilk sayfasında Victor ve Javier'in sağlam kapışmasıyla başlaması zaten olayı 1-0 önde götürmesine neden oluyor..  

Size öncelikle Victor'dan mı yoksa Niklas'dan mı bahsedeyim bilemiyorum. Acımasız katil Victor'a hayran kalıp, kardeşine koşulsuz bağlı olan haberci Niklas'a ise resmen bayıldım, kendisi Victor'un gölgesinde kalmış olabilir ama bence sadakati muazzamdı.. 

Fighting size brotherslerimmmm xD 

 Ohhh Yeahhh bu castı çok sevdim ben.. Izel tam hayalimdeki cadı, Victor ve Niklas ise huhhhh !! 

Dostlar, kitabın konusu öyle sıkmıyor sizi deyim ben.. Yalın anlatımı, olayların su gibi akışı, bir ara acaba sayfamı atladım dememe bile sebebiyet veriyor. 

Haydi size biraz kitaptan bahsedeyim.. 
..Görsel buradan alınmıştır..

Kızımız Sarai'nin annesi onu on dört yaşındayken sevgilisi Javier'ın yanına Meksika sınırında bir yerlere bırakır ve dokuz yıl boyunca kötü kalpli Javier'in esiri olur. Yıllar sonra Amerikalı bir admın esir tutulduğu yere geldiğini öğrenen Sarai gece sessizce Amerikalının arabasında saklanır ve kaçış planını oluşturur. Amerikalı adam, kiralık bir katildir ve Javier için bir iş (!) yapacaktır. Evet doğru bildiniz bu Amerikalı Victor'un ta kendisidir. 

Birlik adına çalışan Victor'un olmadık bir zamanda arabasında gizlenen kaçağın başına bela olması, şahsen bence başına gelebilecek en güzel şeydi :D Victor, Sarai'yi başta Javier'e geri göndermeyi planlıyordur ama sonradan kızın Javier için önemini anlayıp kızı kullanmaya karar veriyor. İlk başlarda kızı diğer önemli kızla takas etmek için kullanmakta kararlı olsa da Sarai'nin başına gelenlere yakından tanık olunca bu fikirden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlıyor.

Victor ve Sarai kaçıyor Javier kovalıyor, birlik Victor'un yanlışlarından rahatsız olmaya başlıyor, kardeş Niklas, Victor'u paylaşmamaya kararlı davranıyor. Ve Sarai'nin Victor gibi olma isteği ise ayyuka çıkıyor. 

Valla bu kız yapar, ben korktum bu kızın korkusuz korkalığından..

Evet dedim ya kitapta konular su gibi akıyor diye, cidden öyle.. Bir bakmışsınız Tuscon'dalar bir bakmışız L.A dalar. 

Kitapta en çok sevdiğim.. Sarai, Victor'dan hoşlanmaya başlıyor, Victor'da boş değil ama onun öncelikleri her şeyin ötesinde.. Misal önceliği birlik "ben birlikten başka bir şey bilmem diyor" , sonraki öncelliği Sarai'yi korumak "onun korkusuz korkalığının başına iş açacağından endişe etmekten adam uyku uyuyamıyor daha ne olsun" ve sonraki öncelliği Sarai'nin normal insanlar gibi okula gitmesi, işe girmesi yeni dostlar edinmesi kısaca hayatını yaşaması.  Hal böyleyken daha ilk sayfalarda, hatta orta sayfalara kadar kendilerini kumrular gibi aşık mod da göremiyoruz . Sıkıntı yok ! Aşk onları bulana kadar ki kısıma kadar  masum meraklar, kıskanmalı, atarlı giderli anlar yetiyor bizlere..


Kaçmakta bir yere kadar elbet, Victor Javier'i bulmak için geri dönerken, Javier herkesi atlatıp Sarai'yi 12 numaralı güvenli evde buluyor. Ortalığı kan gölüne çevirmeye kararlı olan Javier'i bakalım kim nasıl durduracak :) Merak ettiğiniz değil mi? aha bende merak etmiştim o yüzden yemedim içmedim kitabı bitirdim :) 

Beni yormadan sıkmadan okunacak kitaplar arasında girenlerden oldu Sarai. Hayat zaten zor azizim, bir de okuduğumuz kitaplar neden yorsun bizi diyorsanız buyurunuz tavsiyeme kulak veriniz. 

Kitaptaki En'lerim
En sevdiğim karakter: Elbetteki soyadını dahi bilmediğimiz katiller çetesi liderimiz Victor 
En sevdiğim an: Victor'un Sarai'yi arabada bulduğu an ile Javier'in Sarai'yi bulduğu an.. 
En sevmediğim an: Son gittikleri görev -,- 
En sevdiğim alıntı(lar):  Gülümsüyordu. Sadece gözleriyle değil dudaklarıyla da gülümsüyordu.. Çok tatlıydı.. Tehlikeli bir şekilde tatlı..

************ 
Bu olduğum her şeye karşı geliyor Sarai " dedi ve beni öptü.
"Hayır değil " diye fısıldadım ve ona karşılık verdim.. "Gerçekten olduğun kişiye biraz daha yaklaşıyorsun."

 
Bana da bir kerecik öyle gülsen ya, hep Sarai hep Sarai :'( 

Bunu paylaşmasam olmazdı... Evet doğru bildiniz bendeniz bu afişle aşk yaşıyorum... Afişi yapan kim bilmiyorum ama ellerine sağlık. Bu mübarek ramazan günlerinde bolca duacısıyım :D
 afişe bakarken ben

Kitap tanıtımına geçmeden son notlarımı da sizinle paylaşayım.. Serimiz şu an için 6 kitap ama yazar, yazmaya devam ediyor. İkinci kitapta Sarai ve Victor arasında ama ben merakla Niklas'ın kitabını bekliyorum ki bu 4.kitabı beklemek demek.. Ve bu esnada ben yine Ephesus kapısını aşındırmanın planlarını yapıyorum.. 

 
Kapakların hepsi mi böylesi şahane olur.. Serinin tüm kapaklarını beğendim, hatta ba-yıl-dım.. Sevgili Ephesus Yayınları, lütfen diğerleride orjinal kapaklarla çıksın lütfen..lütfen..lütfen..
Bknz: Seri sıralaması
Killing Sarai (In the Company of Killers, #1) 
Reviving Izabel (In the Company of Killers, #2) 
The Swan & the Jackal (In the Company of Killers, #3) 
Seeds of Iniquity (In the Company of Killers, #4) 
The Black Wolf (In the Company of Killers, #5) 
Behind the Hands That Kill (In the Company of Killers, #6) 
Spiders in the Grove (In the Company of Killers #7)


Kitap Tanıtımı

  Kitap Adı: Sarai
Orjinal Adı: Killing Sarai
Yazar: J.A Redmerski
Tür: Romantik Polisiye
Sayfa Sayısı: 344 
Seri Adı: In the Company of Killers Serisi 
Yayınevi: Ephesus Yayınları
Basım Tarihi:  2016

Arka Kapak
"Beş yıldız!" 
-The Book Enthusiast -

"Bu seri inanılmaz."
-Smi Book Club-

The New York Times, USA Today ve The Wall Street Journal'ın çok satan yazarı J.A. Redmerski'den tutkunun ve hayatta kalma mücadelesinin romanı… 

Sarai henüz on dört yaşındayken annesi tarafından Meksika'daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanmıştır. Fakat Sarai, normal bir hayatın ne demek olduğunu unutmasına rağmen, zorla alıkonulduğu evden kaçma umudunu da hiç yitirmemiştir. Soğukkanlı bir katil olan Victor da tıpkı Sarai gibi çocukluğundan beri hep ölüme ve şiddete tanık olmuştur. Victor öldüreceği yeni hedefiyle ilgili bilgi almak için Sarai'ın bulunduğu yere geldiğinde genç kız ,buradan kaçabilmek için elindeki tek fırsatın bu adam olduğunu anlar. Ne var ki, işler Sarai'ın planladığı gibi gitmez ve tehlikeli bir adamın elinden kaçarken, kendini Tucson'a giden bir kamyonun arkasında değil, bambaşka tehlikelerin içinde bulur. 

Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai'a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai'ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas'la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar. Victor ve Sarai birbirlerine olan güvenlerini arttırırken, aralarındaki uyuşmazlıklar da zamanla azalmaya başlar. Peki Victor'un kaba kuvvete dayanan yetenekleri ve tecrübesi Sarai'ın hayatta kalmasına yetecek midir? Bu kitap Sarai ve Victor'un hikâyesidir.
 
İncelemek için
 
Okumak İptiladır Müptelalara Selam!!! Kitapsız bir tek günümüzün dahi geçmemesi dileğiyle.. Sevgilerle As! 
Devam et As!'den_ J. Redmerski_Killing Sarai_Yorumu
, , , , , , , , , , , , , ,

As!'den_K-Drama_Nostalji_A Love To Kill_


Selam gençler ve genç hissedenler, nasılsınız bakalım? 

Oruç, iş, İftar telaşesi, tok tok sahur derken ben epey yoğun ve yorgun günler geçiriyorum.. Malum açken ben ben değilim ve zamanın akıp geçmesi lazım ama açken bu pek mümkün olmuyor. Zaman geçmeyince bende kendimi buralarda buluyorum işte. Bugün size eskilerden efsane bir dizinin nostaljisini yaşatmaya geldim. 

Yıl ben diyeyim 2008 siz deyin 2009 G.Kore sevdam yavaş yavaş filizlenirken, filmlerden dizilere sıçramama neden olmuştur bu dizi. İşte karşınızda ilklerimin dizisi olan A LOVE TO KİLL (Ölümüne Aşk). Dizi hakkında sizlere uzuncaaaaaaaaaaaaa bahsetmek istiyorum korecanlarım.

Efenim adından anlaşılacağı üzere kendisi dramın dibi, ömrümün en azaplı ölümüne dizisidir. 

Rain, nam-ı diğer yağmur adamı ilk bu dizi de tanıdım. Ah o serseri halleri, üstü başı pisli, hele ki ağzından düşürmediği o lolipoplu halleri <3 Evet yolda görsem dönüp 2.kez bakmayacağımız bir tip dimi xD Ama işte büyük söze tövbeler olsun bu dizi de resmen ben bu tipe vuruldum. Artık yolda görsem milyon kere dönüp bakabileceğimin ayarını verdi bana.  



Raini dizide Bokgu karakterini büyük başarıyla yerine getiryor ki o dönemde aldığı ödüllerde bunun kanıtı. Bokgu sert, vurdumduymaz, rahatlığı ilke edinmiş - ki cidden ben bu kadar rahat bir adam görmedim :p dövüşçü serseri adam rolünde. Görmediği abisi, mahallesinde peşinde gezen kızlar topluluğu, en yakın arkadaşı ve Bokgu'ya delice aşık kız arkadaşyıla (!) hayatını devam ettirmeye çalışan gariban adam oluyuu :)





Bayan karakterimiz ise Shina Min Ah yani dizi de ki adıyla Eun Suk. Kendisiylede ilk bu dizi de tanıştım ve izlediğimde sevimli halleriylr gözlerimde kalpler fışkırmasına neden olmuştu.  O gün bu gündür sapık gibi ne yaptığını, kimlerle beraber hangi rollerde oynadı takip ederim.  Dizide hönküre hönküre ağlaması, masumca sevdiği adama bağlılığı o kadar tatlıydı ki. Seni izleyen nasıl sevmesin bebeğim <3 Kızımız, dizide  üvey anası nedeniyle hayatı hep başkalarının  kontrolünde olan  G.Kore'nin ünlü oyuncusu rolünde. Geçmişte yaşadığı aşk acısı kalbinin duvarlarını kapatmasına neden olan Eun Suk aynı zamanda yine üvey annesinin zorluyla Kore'nin ileri zenginlerinden biriyle nışanlanmaya zorlanmıştır. (sokak lambası :P boyu uzun olduğu için kız ona bu lakabı taktmıştı) . 


Efenim, mendilleri hazır edin, zira ben ettim. Ahh o bölümleri yine yeniden hatırlamak acıların en güzeli ...

Ve bu iki şapşahne insanın yolu acımasız bir şekilde kesişiyor..


 Bokgu (Rain) bir gün yıllardır görmediği abisini bulur ve oturduğu yere gider. Burada ayrıca belirteyim ki abinin dramıda bu ikisinin dramıyla ölümüne kapışır. - Bokgu, abisini görmeye gittiğinde onu çatıda intihar etmek üzereyken bulur. Ne dediyse dinletemez ve abi gözleri önünde çatıdan aşağıya atlar. :( Abi komaya girmiştir ve Bokgu abisinin neden intihar ettiğini öğrenmek istemektedir. İşte bu esnada Bokgu oppamız abisinin evine gifer ve en ince detayına kadar araştırmaya koyulur. Bir günlük bulur, günlükte Eun Suk ile çekildiği bir kaç fotoğraf ve abisinin terk edilişinin ardından yaşadığı acının en ince detayları ile karşılaşır. 


   
Vee gün Bokgu için intikam günüdür. Abisinin intikamını almak için, öncelikle Eun Suk ile bir şekilde irtibata geçmek ardından onu kendisine kör kütük aşık edip, kalbini ve tüm kariyerini yerle bir etmek istemektedir.  



Bunun için ilk olarak onun korumalığını yapmaya başlar. Artık o deredeyse Bokgu da yanı başındadır.

Korumalığını yaparken bir sahne var ki aradan yıllar geçsede asla unutamayacağım bir sahnedir. İzleyenler bilir "telefonda abisinin kriz geçirdiğini öğrenirken o sırada Eun Suk merdivenlerden düşme tehlikesi yaşar ve bir 10 saniye kadar onu kurtarıp kurtarmamakta kararsız kalır" Heeh işte o sahne benim miladım dır NET ! Tabiki sadece bu kadarla değil, Eun Suk'un gelinlikli olduğu reklam çekiminde Bokgu'nun onu gördüğünde ki sahne <3 Ya da motorun ona çarptığı, ya da kötü adamların kızı döverken ki araya girdiği sahne <3 Tamamm tamammmm daha detaya gireyeceğim..


Ya ama baksanıza ama bu ikisi ne kadar tatlı <3 Nasıl detaya girmeyeyim ... 


Yukarıda bahsettiğim kötü adamlar kızı döverken araya giren Bokgu'nun dramı aşağıdaki gibidir :D adamı iyi dövdüler ama kızı kurtardı ya içimiz rahat.. Ah ah Bodyguard'ın kralı Kevin abimiz bu sahneyi görse çok pis taktir ederdi seni Bokgu :)



Ve tabi çok geçmeden kaçınılmaz oluyor ve kızımız Bokgu'ya aşık oluyor. Hem de kör/kütük olanından. Sadece aşık olan kız değil tabi Bokgu'da aşkın en âlâsını yaşıyor içinde. Yaşadığı aşkta acıyı, pişmanlığı, vicdan azabını her duyguyu dibine kadar hissediyor.  Bir yandan komada olan abisi öte yandan ölümüne yemin ettiği intikamı..



Plan işe yaramıştır ve Eun Suk nışanından başka bir adamla kaçtığı skandalıyla ülke çalkalanıyordur. 

İşte tam o günün akşamında Bokgu'nun her şeyin yalan olduğunu söylediği sahne, hatırlıyorum ya resmen nefesimi tutmuştum,  şimdi olmaz daha sonra söyle diye adeta yalvardığım an bu andı işte.. Bende kızla beraber şoka girmiştim resmen.  

Boş bir arazide (yukarıda gif) herkes skandalı konuşurken Eun Suk deli gibi sevdiği adamdan" Hep sen mutlu olursan bu hiç eğlenceli olmaz değil mi?" dediğini işitiyoruz. 

Meşaleler yakılsın, bayraklar asılsın Bokgu intıkamını aldı......

Ama elbetteki vicdan ve hesapsızca seven kalp Bokgu'nun sevincini dibine kadar yaşamasına engel oluyor. Günün sonunda komada olan abisine gidip bir haykırışı ve ağlaması var ki akıllara zarar.




Aradan aylar geçiyor, o süreye kadar Bokgu ortalıklarda gözükmüyor, abisi komadan uyanıyor ır ama yatalak, bakımını vs. herşeyini kendisi yapıyor. 

Olmadık bir gün Eun Suk, Bokgu ile karşılaşıyor onu görmezden gelen Bokgu'nun peşinden gidiyor ve  beni koruman, bana sarılman, söylediğin tüm o sözler hepsi yalan mıydı diye hesap soruyor. Ama bizim adam ne yapıyor cevap vermeden hooooop önünden geçip gidiyor. 

Sonra çok sonra Bokgu'nun cevabı ise "Seni ilk gördüğüm anda sevdim. İntikamımı alana kadar birdaha gözlerine bakmak istemedim." oluyor. Evet gençler buyrun cenaze namazına..


 Eun Suk artık ünlü değildir ve abinin komadan çıktığını ve abiye olan herşeyi öğreniyor, hiç olmayacak şekilde bakımını üstlenmek istiyor. :( Ayy burda Bokgu'nun uzaktan uzaktan izlemesi ve kıskanması :( 

 Dayanamadığı bir yerde... 

"Benimle bir çılgınlık yapmak ister misin? Cehennemde cezalandırılırsak, hepsine ben dayanacağım. İnsanlar taş atarsa, hepsini ben karşılayacağım. Orası cehennemse mutlulukla gireceğim. Kim olduğunu unutmak, kim olduğumu unutmak ve çılgınca bir şey yapmak ister misin?"
 

 
diyor ya allahhhhh allahhhhhhh atın beni denizlere.. 



Sizi hep böyle hatırlamak istiyorum ben
 
Çok sahne var çoooooook. Hangi birini anlatayım, yazıya sığdırayım, izlemek gerek ve ben akşam açıp bir çok sahnesini yeniden izleyeceğim.. 








  Dizi finali izleyen bir çok kişiyi tatmin etmesede beni ağlaya zırlaya tatmin etmişti. Yanı o sondan başka bir son olamazdı. O kadar çok şey yaşandı ki aksi mümkün değildi..





 Evet bir nostaljinin sonuna gelirken başta yapmadığım uyarıyı şimdi yapayım :) Velev ki henüz izlememişseniz ve izlemeye karar verdiyseniz mutlaka ama mutlaka kıyı da köşede bir adet komedi dizisi muhafaza ediniz. Zira akabinde gülmeli bir şeyler mutlaka ihtiyacınız olacak. Bana bu uyarıyı yapan kimseler olmadığından 1 ay boyunca dizinin etkisinde kalıp depresyona girmiştim.. xD Ben ettim siz etmeyin.


Aha Rain ve kiss cinayeti :P Ramazan nedeniyle az edeplisini ekledim, diğer bir kiss vardı ki aç açına mide pek kaldırmaz onu  :p

İmkansız aşklar zor azizim.. (bilmiş bilmiş konuşmama bakmayın, imkansızını bile yaşayamayan biri var karşınızda) 


Ve tabiki olmazsa olmazlarım OST'larım.. Beni ost'lara hasta eden dizi de ayrıca yine budur. 
Aklımda kalan 11 tane ost'u var abinin ninnisi de dahil. Aradan yıllar geçmesine rağmen hala bıkmadım, usanmadım zalimce dinlemeye devam ediyorum.. Ve bencillik etmeyip bir kaçınıda sizlerle paylaşıyorum..

K.will - Dream / Rüya (K.Will ostların kralıdır, aksini iddia edenin kalbini kırarım)




A Love To Kill / Ölümüne Aşk  - Lee Soo Young
 

Yok bu böyle olmayacak, yarım saattir hangisini paylaşsam diye düşünüyorum. En iyisi buyrunuz playlist sizlerle :) 

A Love To Kill Play List



Ve işte en bi sevdiğim fragman


Dizi künyesi ile sizlere hoşçakalın diyorum korecanlarım & kitap kurtlarım



Adı: A Love To Kill 이 죽일놈의
Tür: Dram, Romantik
Yönetmen: Kim Kyu-Tae
Senarist: Lee Kyeong-Hee (Misa senaristi, anlayacağınız üzere abla psikopat)
Yapımcı: Jung Sung-Hyo
Yayıncı: KBS2
imdb: 7.8
imdb: 9.2
Bölüm Sayısı: 16
Yapım Yılı: 2005
Yayın Tarihi: 31 Ekim 2005 - 20 Aralık 2005
Yayın Günleri ve Saati: Pazartesi - Salı - 21:55
   
Konusu
Kang Bok-Goo (Rain) abisi Kang Min-Ku (Kim Young-Jae) ile bir bakıcı evinde büyür. Abisi Min-Ku ve abisinin kız arkadaşı Cha Eun-Seok (Shin Min-Ah) arasında yaşanan bir anlaşmazlık sonucunda duygusal yara alan Min-Ku kendini çatıdan aşağı atar ve bitkisel hayata girer. Bok-Goo, bir oyuncu olan Cha Eun-Seok'tan intikam alabilmek için onun özel koruması olarak ona yaklaşır. Ama gün geçtikçe Cha Eun-Seok'a karşı içinde büyüyen bir aşk ortaya çıkar. Bu arada, Eun-Seok kendisini yok etmek isteyen Bok-Goo'nun bu niyetini bilmeden ona aşık olur. 

Ve izlemek için Yeppuda.com 'a TIK TIK 

Kitapsız ve K-dramasız bir tek günümüzün dahi geçmemesi dileğiyle 
 Sevgilerle As!
Devam et As!'den_K-Drama_Nostalji_A Love To Kill_
, , , , , , , , , , , ,

As!'den_Another Miss Oh_K-Drama İNCELEMESİ_


Selam millet ! Öncelikle herkeslere hayırlı ramazanlar olsun.. Nasılsınız ? Bu aralar ben ne kitap okuyabiliyorum ne de dizi izleyebiliyorum. - Düzelteyim - dizi izliyorum ama sadece bir tanesini zevkle izliyorum diğerleri cıks izlemesemde olur modunda.  İşte karşınıza zevkle izlediğim inci tanesi dizim ANOTHER MİSS OH incelemesiyle geldim..



Öncelikle uzun uzun belirtmeliyim ki Eric Moon'nu izlemeyi deli gibi özlemişim. En son izlediğim dizisi benim için bayan partner nedenyile hayal kırıklığı olunca izlemekte maalesef işkenceye dönüşmüştü. Ama burada, burada hem bayan partnerin neredeyse bizden biri oluşu sevimli rol yeteneği ve kesinlikle Eric'ciğim ile uyan kimyası beğenme limitimizde level atlıyor. 

Dizi de ki o bohem prens halleri o kadar harika ve o kadar gerçekçi ki, "ACIN ACIMIZDIR" Oppa dememize sebebiyet veriyor kendisi.

Dizi G.Kore'de özel kanal olan TVN de yayınlanıyor. İzlenme rekoru kırıyor ama malum ülkede resmi kanalların dizileri rekor kırınca ses getiyor maalesef. Yinede ordakiler ve buradakiler dizinin kıymetini biliyor :) 


Dizinin konusu cidden alışılmışın dışında. 


En iyi ses yönetmenlerinden biri olan Park Do Kyung (Eric Moon) yaptığı işe inanılmaz bir saygısı var. Mükemmeliyeçliğin çılgını çıkarıyor resmen.  Not: Bu işi bende resmen burda öğrendim. Meğerse dizi/filmlerdeki bu ses şeysi ne zahmetli ne zor bir şey miş -,- 

Kadınlardan haz etmeyen dizi boyunca tamamen bohem takılan, bir karakter. Allah'ım o bohemlik nasıl karizmatik duruyor nasıl yakışıyor. 

Elinde koca koca ses mikrofonları dağ bayır demeden yeni sesler keşfediyor adamımız. (kesinlikle yeniden meslek seç deseler düşünmeden bu mesleği seçerdim). Mesleği baba mesleği, hayran olduğu babası küçükken gözlerinin önünde iş kazası geçirip vefat ediyor. Bunun acısıyla büyüyen Kyung oppamız başına dert olan anası ve 2 kardeşiyle hayatını sürdürmeye çalışıyor. 

Tabi bu buz dağının görünen kısmı. Onun en büyük trajedisi düğün günü gelini onu terk etmesidir. Ne not ne başka bir şey sadece öylece terk eder. >.<  Tüm bunlarla baş etmeye çalışırken birde üstüne geleceği görme yeteneğine sahip olur ki amanınn diyorum.. 

Bu yaşananlara dağlar bile dayanmazken Oppa nasıl dayansın, psikolojik sorunlar yaşayan Kyung oppa düzenli olarak psikologa gider. 

OPPA'YA YİNE GELECEĞİM AMA AZ SONRAAAA

Sıra gelsin esas kızımız Oh Hae Young'a  

Kızımız resmen her evde bulunan kız tipinden, misal bizimde evde var bknz:BEN :p Anasının kafasının tasını attırınca afiyetle saatte 180 km hız ile gelen terliği kafasında yiyebiliyor mesela, ne kadar da ben. İştah konusunda da epey bi gideri var hatunun, burda da aynı ben, depsreyona girmeye görelim tencerelerle bütünleşiyorum. Ve evet erkekler konusunda en az benim kadar, bizim kadar şansız (!) 

Adı, Oh Hae Young ! Allah'ım bir isim bu kadar mu uğursuz olur ya rabbim. İşte bunlar hep o ismin kulağa ezanla söylenmemesinden :p (der olayı dinimizin güzelliğine de getiririm)

Oh Hae Young'un isim laneti tee lise yıllarına dayanır, güzel mi güzel, alımlı mı alımlı bir başka
Oh Hae Young'un gelmesiyle hayatı tee o zaman alt üst olmaya başlar. Okuldaki herkes ona hayrandır. Ve isim karşıklığı nedeniyle bir çok kez farklı trajediler yaşamıştır. Ama asıl trajedi düğüne bir gün kala nışanlısı tarafından acımasızca terk edilmesidir.

Bundan sonrakiler Spoiler değil zira 1.bölümün sonunda neden terk ettiğini öğreniyoruz. 

Evet tam olarak bu esnada ben şok !!!!!!!  



Liseli diğer Oh Hae Young, bizim esas adamımız Kyung oppayı düğün günü terk eden hatundur.  İşte olaylar aslında bu terk etmeyle başlar. Kyung oppa şans eseri bir iş adamıyla tanışır ve adamın nışanlısının Oh Hae Young olduğunu öğrenir. Aslında
Oh Hae Youn bizim kızdır ama Oppa eski nışanlısı olduğunu sanır ve intikam planını oluşturur. İş adamının işine çomak sokar ve adamın iflas edip hapse girmesine neden olur. Tam oh içimin yağları eridi havalarına girerken, aslında adamın nışanlısının bizim Oh Hae Young  olduğunu öğrenir.  Ve ardından gelen pişmanlıklar silsilesi de alır başını gider. 

Karışık mı anlattım ki -,- aslında hiç karışık değil, izleseniz çok seversiniz <3


İşte sıra yukarıda bahsettiğim kısıma geldi. 

Büyük bir yanlış anlama ile bir kızın tüm hayallerini yıktığın için çok ama çok pişmandır. Ve bu pişmanlığın vermiş olduğu psikolojik sıkıntılardan (ben tamamen ona yoruoyurm) dolayı kızla ilgili sürekli gelecekten sahneler görür.  Ve evet kader denen o ulvi güç örüyor ağlarını ve bu ikisini birbirine bağlıyor. Kızı annesi evden kovar, e kız ev arayışına gire ve bulduğu ev Kyung oppanın yan bitişikteki depomsu evdir. Kızın ilk o gizli kapıyı keşfedişi ve kendisini Oppanın salonunun ortasında bulması ve ahh evet oppa ile karşılaşması :)))

Huuuhuuu.... evimin duvarları neden bu kadar sağlam ve duvarın arkasında neden hep harabociler olur ki :P 

Bohem prensim kızdan ne kadar kaçsa da kız bohem prensime tutulur ve peşinden gitmek ister. Her gitmede prens onu şiddetle geri çevirir anlayacağınız üzere kalbi kan ağlayarak geri çevirir. 

Ahh ahh ne aşk yaşıyorlar bir bilseniz ah bir izleseniz. Hayata küsersiniz yeminle. Prensin bir yerde ben sapık mıyım bir Oh Hae Youngdan ayrılıp diğer Oh Hae Young ile çıkayım söylemi sözlerin bittiği yer. Nasıl isyandır nasıl içten yanmadır bu


Tamam kız da aşık oldu ama prensimde çok fena aşık oldu çoooooooooook. Hala kıza düğün öncesi kendisi yüzünden terk edildiğini demedi, diyemedi. Deli gibi o bölümü bekliyorum. Çok ağlayacağız çoooook.. 


Spoiler vermeden diziyi anlatmak kadar zor bir şey varsa o da spoiler vermeden kitap yorumlamak :D bu ikisi ölümüne kapışır.. 


Hele Oppa'nın gördüğü bir öngörü var ki, resmen kalbime ok gibi saplandı. Ne olacak, nasıl olacak diye çok fena meraklardayım.

Sizce bu senarislter bize ne gibi bir şok yaşatır?? 
Tabiki dizi de çok daha fazlası var, tabiki dizi de bir çok sahnede kendimizden geçiyoruz. Konu bolluğu yanında sıkmıyor boğmuyor zevkle ve aşkla izletiyor.. 
 
Ve işte dananın kuyruğunun koptuğu yer..

Bir bakışı var ki. Bana öyle baksa saliesede ben ölü, ben vefat ben ruh teslim...


O değil de biri bize böyle aşkla sarılamadan göcüp gideceği(m)z ya bu hayattan yanarım yanarım ona yanarım..


Dizi boyunca bohem prensimin yüzünde neredeyse hiç olmayan gülümsemlerden bir demet sizin için bizim için hepimiz için... \*_*/

Ve dizinin bir diğer sevdiğim çılgınları. Biri Oppa'nın ablası diğeri Oppa'nın en yakın arkadaşı. Bu ikisi evlensin boy boy çocukları olsun mutlu mesut yaşasınlar istiyorum xD

Tam deliler, hayat onlara güzel hacı.

Sizinle paylaşmak istediğim bir kaç gif daha vardı ama malum ramazan ayındayız, orucumuzu riske atmayalım xD Bunlarla idare edelim..
 



Dizinin uzun fragmanına bakmadan olmaz değil mi? Her bir saniyesini dikkalice izlemenizi tavsiye ederim



Dizinin o kadar harika ostları var ki hangi birini sizinle paylaşayım diye dakikalarca düşünmekten beynim pişti.

Ve sonunda kararım



Bir sonraki inclemede görüşünceye dek yeniden hayırlı ramazanlar, iyi seyiler bolca kitap okumalar olsun korecanlarım & kitap kurtlarım..


Buyrunuz dizi künyesi sizlerle


Adı: Another Miss Oh | Oh Hae-Young Again 또 오해영
Tür: Romantik, Komedi, Fantastik
Yönetmen: Song Hyun-Wook
Senarist: Park Hae-Young
Yayıncı: tvN
Bölüm Sayısı: 18
Yapım Yılı: 2016
Yayın Tarihi: 2 Mayıs 2016 - 28 Haziran 2016
Yayın Günleri ve Saati: Pazartesi & Salı - 23:00
Dili: Korece
Ülke: Güney Kore


 Dizi Konusu:
'Another Miss Oh' Hayatları birbirinin tam tersi olan, aynı ismi paylaşan (Oh Hae Young)
iki kadın hakkındaki romantik-gizem dizisidir.
Oh Hae Young ortalama görünümlü, ortalama zekada ve sakar biridir.Liseden beri sürekli daha popüler, yetenekli ve iyi bir zekası olan diğerOh Hae Young'un gölgesinde kalmıştır. İronik olan ise liseden mezun olduktan sonra aynı şirkette Müdür Yardımcısı ve Ekip Yöneticisi olarak çalışmaya başlamalarıdır.Tüm bunların merkezindeki Park Do Kyung, bu iki kadın arasında aklınızı başınızdan alacak bir kadere sahiptir.Film endüstrisinin en iyi ses yönetmeni ve işinde mükemmelliyetçi olan Do Kyung bir gün aniden kısa vadeli olaral geleceği görme yeteneği kazanır. Ve Park Do Kyung, bu iki kadının hayatına girerek kendisini çözmeye çalışır.


Ve bu dokunuş bizler için gelsin :) 




  Evet bir K-Drama incelemesinin daha sonuna geldik.. 


Ramazan nedeniyle kitap okumak bana işkence, o yüzden Ramazan boyunca beni K-drama incelemeleri için buralarda epeyce görür olacaksınız. 

Beni yalnız bırakmayınız efenim..

Sevgiler As!
Devam et As!'den_Another Miss Oh_K-Drama İNCELEMESİ_